Bu işte bir yanlışlık var veya bu işte bir hata var der büyüklerimiz. Son üç ay içerisinde Güney Kıbrıs dahil bir de Avrupa ülkesi ziyaretinde bulundum ve bir çok temaslar ettim.
Sanırım Dünya’nın en pahalı yeri Kuzey Kıbrıs’tır. Aynı zamanda yoksullaşmanın da en süratli gerçekleştiği yer yine Kuzey Kıbrıs’tır. Ücretli ve emeklilerin oluşturduğu nüfus hızla yoksullaşıyor. Gelir dağılımı adaletsizliği hızla derinleşiyor. Son üç yıla damgasını vuran en önemli sorun sıralamasında hayat pahalılığı ilk sırada yer alıyor. 2021 de hayat pahalılığı %46.09, 2022 de %94,51, 2023 de %83,63 oldu. Hayat pahalılığını yoksulluk takip ediyor.
Süregelen enflasyonist ortam OECD ve AB ülkeleri ile karşılaştırılamayacak hale gelirken 2023 yıl sonu itibariyle AB ülkeleri %2,9 OECD G20 ülkeleri ise %6,5 enflasyon oranı ile bizim bu ülkelere oranla ne kadar fakirleştiğimizin göstergesi.
Yüksek enflasyonda AB ülkeleri içerisinde ilk sırada yer alıyoruz. Bu ortamdan en çok etkilenenler emekli maaşı alanlar ile asgari ücretle geçinmeye çalışanlardır. Bugün 900 TL’ye çıkan kuzu etinin kilosu ile hangi asgari ücretli ve hangi emekli ayda kaç kilo et ile yemek yapacak? Bu yaz gününde olmayan elektrik fiyatı minimum asgari ücretin 1/7’si kadar aylık ödeniyor.
Ekonomik kriz siyasal ve toplumsal krizle birleşerek çoklu krizi ortaya çıkarmışken bu krizlerin toplumsal yaşama yansımaları çeşitli şekillerde olmaktadır. Hayat pahalılığı ve yoksullaşma en bariz yansıma olarak öne çıkmaktadır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ekonomi politiği iktidar eliyle çıkmaz sokaklara sevk edilmiştir. Bundan dolayı da ekonomik ve sosyal kriz her geçen gün derinleşmektedir.
Halkımız kredi kartlarına yüklendikçe yükleniyor. Yüksek kredi kartı harcamaları ise enflasyonun artmasına zemin yaratıyor.
İstikrar diyor sayın başbakan ama tansiyon hastası olduğumuz gerçeğini görmezlikten geliyor. Bizim tansiyon ilacına başlamamız gerekir. Sadece aspirinle baş ağrısını gideririz. Biz önce gerçeği kabulleneceğiz, yani büyük bir ekonomik çöküntü içinde olduğumuzu.
Bizde çoğunluk bildiğini sandığı şeyi yanlış bilenlerden öğreniyor. Dünya da en zor işlerden birisi nedir bilir misiniz? Yanlışı doğru sanan ve bunda ısrar eden bir kişiye doğruyu anlatmaya çalışmaktır.
Bizim temel diğer bir yanılgımız ise bütün Dünyanın bizi ısrarla anlamak istememesini sanmamızdır. Oysa biraz empati yapsak ne kadar yanlış ve hatalı olduğumuzu anlar, hatalarımızı kabul eder ve onları düzeltmeye gideriz.
Bizdeki politika ekonomi politikası değil. Politika ekonomisidir.