Muhasebe bizim kullanmadan edemediğimiz iki ölçme biriminden biridir. Diğeri de istatistiktir. Bu iki ölçme birimi öyle bir ilimdir ki istediğimiz yöne çekebilir istediğiniz türlü yorumu yapabilirsiniz. Muhasebe için bir yorumsama yaparsak ;
- Hesaplar
- Finansal tablolar
- Vergi yasalarına göre uygun denetlenmiş bir sürü hesap ve raporlar.
Eskiden muhasebenin işleyişine muzaaf ‘çift kayıtlı defter tutma’ denirdi. Bu yöntem yani çift kayıt yöntemi zamanın çok iyi keşiflerindendir ve halen bu keşif devam ediyor. ‘Verdim alacaklısın aldım borçlusun’, mantığı hakim. Muhasebe iki taraflı bir eylemi anlatır. ‘Deriz ya, bu işin muhasebesini yaptınız mı ne getirecek ne götürecek’. Yani işi her tarafıyla ele alıp değerlendirin, demektir. Bu değerlendirmede bir de (tımıng) zamanlama boyutu vardır. Yani yapılan işlerin ve alınan önlemlerin külfeti ile nimeti aynı anda oluşmaz. Bunları dönemsel bazda eleştirmek gerekir.
Bu fayda ve zarardan bahsettikten sonra sorulması gereken temel soru yapılan bir işin , alınan bir kararın önleminin faydası ve zararı kimedir? Kararlar toplum için alınır. Fakat toplumun her kesimi alınan kararlardan eşit şekilde etkilenmez. Hatta bazı kesimler hiç etkilenmez. Siyasi iktidarın aldığı iktisadi veya mali bir karar toplumun bazı kesimlerine yarar sağlarken bazı kesimlerine da zarar sağlayabilir. Bu nedenle muhasebenin yaptığı ‘kar/zarar hesabı ve bilanço tablonuzun üst tarafına kime ait olduğu yani isim yazılır. Yani bu hesaplar kime ait ise onun adı altında kayda geçer. Tüzel kişiliklerde şirket kontrol sisteminin direktörün veya hissedarların yakın ilgisi ve kontrolünde olduğu için sonuçlara ‘bütünsellik’ ilkesi ile bakılır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yıllardır yöneten siyasi zihniyet ülkemizi bir suç cennetine dönüştürmüştür. Orada ne varsa bizde de olacak zihniyetiyle parası olan kişilere sigorta emekliliği yanında Casinolara vergi indirimi , DAÜ’nün mali sıkıntılara sokulması; ve 12 milyon ABD Dolar borç altında bırakılması.
Yıllardır gerek elektrik gerekse sağlık konularında halkın mağdur hale getirilmesi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni iktisadi olarak üretimden kopuk kayıt dışı gelir ile yaşama mahkum eden bir zihniyet ve bizi 16.1 milyar Dolar dış borca getiren bir anlayış ve halen borç almaktan imtina etmeyen bir siyaset. Bunun fayda ve zararı yapılmadığı gibi tabiki muhasebesi de yapılmamaktadır. Bu kararları toplumun yüzde kaç tarafından kendisine faydalı buluyor. Tek girişli muhasebe anlayışı.