18 Eylül 2024

Mesele Sadece Enflasyon Değil

Bir mal veya hizmetin piyasadaki satış değerini belirleyen faktör fiyattır. İki malın arasındaki değişim, fiyat farkı enflasyondan dolayı artsa da fiyat farkı oranı veya değişim ölçüsü aynı kalır.

Piyasa da ki satılan malların değerini belirleyen faktör nedir? Öncelikle o malın gerek üretimden halka gerekse ithalattan halka ulaşana kadar oluşan maliyeti belirler. Maliyetin üzerine satıcının kâr oranı eklenir ve malın satış fiyatı ortaya çıkar. Bu yeterlimidir? Hayır değildir. Arzı ve talebi de hesaba katmamız lazım. Bir malın satış fiyatına talep gelmezse bir süre sonra satış fiyatı düşer veya eğer satışa sunulan miktarın üzerinde bir talep gelirse o zaman arz artışı sağlanana kadar o malın fiyatı yükselir.

Fiyatların oluşmasında önemli bir diğer unsur ise genel fiyat düzeyidir. Eğer fiyatlar genel düzeyi artış halindeyse yani enflasyondan dolayı artış varsa o zaman maliyet artar fiyatlarda ona göre artış gösterir. Diyelim ki bir malın maliyeti 100 lira olsun maliyet üzerine %18 kâr payı ekleyerek 118 liraya satalım. Eğer enflasyon yoksa aynı maliyetle biz malı üretmeye ve aynı kâr marjı ile satmaya devam edebiliriz.

Eğer aylık %3 oranında enflasyon varsa mal satıldığı zaman satıcının eline geçen 118 lira değil 114,57 lira olacak yani 118 lira yerine 114,57 lira satın alma gücü yaratılacaktır. Kâr marjı %14,57 olacaktır. Bu fiyat düzeyi devam ederse sonraki satıştan zarar yapmaya başlar. İşte mesele burada başlıyor. İthalatçı ilerleyen aylarda oluşabilecek enflasyon farkını dikkate alarak satış fiyatını ona göre arttırmaya yönelir. O zaman malın fiyatını 3 ay sonra oluşacak fiyat olarak belirler. Bu yapılınca satıcı kendini korur ama enflasyonu körüklemiş hem de ona süreklilik kazandırmış olur. Böyle olursa eğer ilerleyen zamanlarda beklentiler olumlu hale gelmeden önceden bu tür yansıtılmış bir enflasyonun düşülmesi pek mümkün olmaz.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti enflasyon ithalatının yanında enflasyon yaratan bir yapıdadır. Enflasyonun görecesi düşük olduğu yıllarda biz ithal enflasyona ek yıllık %4-6 arası bir enflasyon yaratıyorduk. O zaman nüfus ve arz bu kadar yüksek değildi elbette. Şimdiki zamanda ise %30’lara gelen ek bir enflasyon yaratıyoruz.

Tabi ki yukarıda bahsettiğim unsurlara eklenecek iki temel unsur daha var. Birincisi faizlerin yüksekliği, ikincisi ise TL’nin YP’lar karşısındaki değeri. Bu iki unsur da mal ve hizmetlerin fiyatlarının göreceli olarak bozulmasına sebebiyet verir.

Türk Lirası’nın değer ölçme faktörü ciddi anlamda erozyona uğramıştır. Bundan dolayı fiyatların görecelik sorununun ortaya çıkmasının sebeplerinden biri de budur.

İşin en kötü tarafı ön görülebilirlik kaybolmuş ileriyi görememek ve olası döviz ve enflasyon artışını erken fiyatlara yansıtmaktır. Bu durum enflasyonun uzun süre kalıcı olarak yükseltir. Biz de yaşanan durum bu.

Bu yazıda:
Paylaş
Facebook
Twitter
LinkedIn
Telegram