ABD Başkanlık seçimlerini Trump’ın çok kolay bir şekilde kazanması piyasaları birçok yorumla karşı karşıya bıraktı. Trump’ın seçimi kazanmasında ABD yükselen enflasyon %4 civarı ve gelir dağılımda görülen bozulma etkili olurken rakibi Kamala Harris’in pasifliği Trump’ı rahatlatan bir unsur oldu.
Dünya ekonomi devi ve en güçlü para birimine sahip ABD’nin seçim galibi Trump’tan sonra ekonomi politikalarındaki beklentiler pek iç açıcı değil maalesef. Her şeyden önce bir ticaret savaşı beklentisiyle “Ekonomik Kabus” İngiltere ve AB için yolda diyebiliriz çünkü Trump ABD’nin ithalat tarifelerini artırma sözüne varmıştır. Bu sözün detaylarına bakıldığı zaman Euro bölgesinde gelecek ithal mallara %10 vergi koyacağı sözü vardır. Bu durumun sonucu ile AB bölgesinin büyümesi önünde ciddi bir engel teşkil etmektedir.
Tüm bu ticaret savaşı etkisinde Dolar’ın güçlenmesi beklentiler dahilinde olurken Euro ve Sterlin’in dolar karşısın da gerileyeceği ihtimaller dahilindedir.
Dolar’ın güçlenmesinin bir diğer tarafı Euro ve diğer para birimlerinin zayıflığı bir takım vergileri beraberinde getirirken bu zayıflığa en çok Euro para birimi maruz kalacak.
Piyasaların yönü muhtemelen Trump’ın seçim kampanyası döneminde ki vaatlerini yerine getirip getirmemesine bağlı olacak. Bu vaatler vergi kesintileri ve tarife artışları yoluyla mali genişlemeyi içeriyor.
Tarife kelimesini Dünya’nın en güzel kelimesi olarak adlandırmıştı Trump bu da tarife artışları üzerinde ne kadar ciddiyetle durduğunun bir önemli kanıtı.
Dünya ekonomisi bencil ve nationalist bir kesimin etkisinde.